İKİ YILLIK REPERTUVARIN ORTAK TEMASI “BARIŞ”

İKİ YILLIK REPERTUVARIN ORTAK TEMASI “BARIŞ”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları “Sürdürülebilir Bir Dünya İçin … Barış” temasının hâkim olduğu 2024-2026 repertuvarını Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlediği bir toplantıyla basın mensupları ve kültür-sanat camiasıyla paylaştı.

2 Ekim’de açılacak yeni tiyatro sezonunda tiyatroseverleri Yaşar Kemal’den Shakespeare’e, Tarık Akan’dan Haldun Taner’e klasik ve çağdaş yazarların eserlerinin ön planda olduğu zengin bir repertuvar bekliyor.

İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever’in 2024-2026 repertuvarını paylaştığı toplantıya; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Kültür Daire Başkanı Tolga Volkan Aslan, Şehir Tiyatroları Müdürü Oytun Askeroğlu, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcıları Emrah Özertem ve Can Başak, Müdür Yardımcıları Nilüfer Batmaz ve Berna Beyazkılınç Tezcan, Başdramaturg Dilek Tekintaş katıldı.

Cumhuriyetimizin 100. Yılına Özel İki Çalışma Gerçekleştirdik

 

İşsever, sözlerine 2023-2024 sezonunda gerçekleştirilen projelerden bahsederek başladı:

 

“İstanbul Klasiklerle Buluşuyor başlığıyla hazırladığımız iki yıllık repertuvar, seyircimizin beğenisi ve kurumumuzun bütün birimlerinde çalışan arkadaşlarımızın sahiplenmesi, özverili çalışması ve inancı ile, büyük bir başarıyla tamamlandı. Cumhuriyetimizin 100. Yılına özel iki çalışma gerçekleştirdik. İlki “Bu Memleket Bizim” ismiyle, bütün mevcudumuzla, bir seferberlik halinde sahnede olduğumuz, görkemli bir oyundu. İkincisi, Türk Tiyatrosu’nun geleceğine ayna tutmak amacıyla, olabildiğince geniş bir katılımla, yine ülke tiyatrosunun bütünlükçü temsiliyetini önemseyen bir çağrıyla düzenlediğimiz, “100 Yıllık Ayna, Tiyatro Çalıştayı” idi.”

 

Bizim İçin Her Oyun Bir Doğum Anlamına Geliyor

 

Ayşegül İşsever, başarılı geçen bir sezonun ardından yaptığı değerlendirmelerle sözlerine devam etti:

 

Geçtiğimiz sezon ve genel itibariyle açıkladığımız iki yıllık İstanbul Klasiklerle Buluşuyor repertuvarı, yüzde 91 doluluk oranı ve yüzde 95 seyircimizin memnuniyeti ile tamamlandı. Sahnelerimizde 6’sı Genç Günler kapsamında hazırladığımız 54 oyunumuzu seyircimizle buluşturduk. 5’i kurumsal tiyatrolar olmak üzere, 6’sı çocuk şenliğinde, 67’si Genç Günler’de ve 17’si Liseler Arası Tiyatro Buluşması’nda olmak üzere, kendi repertuvarımızla birlikte 149 farklı oyunu 1.643 seansta seyircimizle buluşturduk.

 

6’sı şehir dışı, 3’ü şehir içi ve 4’ü yurt dışı olmak üzere toplamda 13 turne gerçekleştirdik.

 

2022-2024 yılları için açıkladığımız iki yıllık repertuvarı, geçtiğimiz sezon ilk kez seyircimizle buluşturduğumuz 10 yeni oyun ile tamamladık.

 

Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu kurulduğu günden bu yana bir İstanbul Şehir Tiyatrosu klasiği olan Yaz Oyunları kapsamında, geçtiğimiz sezon 5 oyunumuzu seyircimizle buluşturduk. Toplam 47.891 kişi oyunlarımızı seyretti.

 

2023 yılında 31 ve 2024 yılında 18 kategoride, farklı ödül kategorilerinde, yaptığımız oyunlar ödüle değer görüldü.

 

İBB Kütüphaneleri’nde geçtiğimiz sezon farklı disiplinlerde atölye ve söyleşileri kapsayan toplam 28 etkinlik gerçekleştirdik.

 

İBB Şehir Tiyatroları Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi, geçtiğimiz yıl farklı disiplinlerde, 81 atölye, 1 akademik sunum, 1 etkinlik, 1 seminer ve konularında uzman 400 tiyatro insanının katıldığı tiyatromuzun geleceğine ayna tutacak konuların tartışıldığı 100 Yıllık Ayna Çalıştayı’nı düzenledi.

 

Çocuk Eğitim Birimimiz, bünyesine aldığı 29 öğrencisine, farklı disiplinlerde eğitimler verdi.

 

İki yıllık yoğun bir tiyatro sezonunu geride bıraktık. Bugün birlikte iki yıllık uzun bir sanat maratonunun ilk heyecanlarını birlikte yaşayacağız. Bizim için her oyun bir doğum anlamına geliyor.

 

Geleceğe Dair Umudu Büyütecek, Sözü Yüceltecek ve İnsana Değer Katacak Oyunlar Hazırlıyoruz

 

Şimdi “yeni şeyler söylemek lazım” düsturuyla, iki yıllık yeni bir repertuvarı sizinle paylaşacağız. 

 

Biz sanatçılar, hayatı sadece kitaptan okumuyoruz. Özellikle tiyatrocular olarak, hayatın içinden gözlemler de yapıyoruz. Okuma biçimimiz dramatik olduğu için, bir şeyin diğer şeylerle bağına, bağlantısına ve ilişkisine de kafa yoruyoruz. Ve insanın yüreğini kavrıyoruz.

 

Hal böyle olunca, sahnedeki biz ile hayattaki biz buluştuğunda, gösteri ile gerçek, hayal ile hakikat birleşiyor.

 

Mesleğimiz bu…

 

Bu mesleğimizin getirdiği avantajla, gözlemlediğimiz ve okuduğumuz ölçüde, kendi toplumumuza, dünyaya bakıyor; yanlışa dikkat çekerken, geleceğe dair umudu büyütecek, sözü yüceltecek ve insana değer katacak “oyun”lar hazırlıyoruz.

 

Günümüz insanının giderek bilinçaltında kötü duygular biriktirdiğini, her ne kadar Eric Fromm’un “tebessüm maskesi” olarak özetlediği bir formla hayatın içinde mecburen sosyalleşse de, maskenin altında ruhuna ilişen yaraların olduğunu görüyoruz.

 

Hepimiz maalesef içeride yaralıyız.

 

Hepimizin şifaya ihtiyacı var.

 

Şifa, Kendimizde, İçimizde!..

 

Bu noktadan hareketle, önümüzdeki sezon, insanın önce kendisiyle, diğer insanlarla, çevresiyle, hayatla, hayvanlarla, bitkiyle, canlı cansız bütün evrenle, havayla, suyla, toprakla, ağaçla iletişimine odaklandık.

 

Ne yazık ki küresel ölçekte bir savaşın ihtimalini kuvvetlendiren acıları, haber bültenlerinde çaresiz izliyoruz.

 

Ve ne yazık ki, günümüz dünyasının küresel mekanizmalarının bu acıya, zulme çözüm olmadığını, topyekun bir çaresizlik içinde debelendiğimizi görüyoruz.

 

Trafikte, apartmanda, sokakta, eğlence yerlerinde, hayatın her alanında, ani öfkelenmelerle, insanların birbirine girdiğini, yok etmek için büyük bir nefretle saldırdığını görüyoruz.

 

Şifa, kendimizde, içimizde!..

 

Savaşı Durdurmak Adına Bir Adım Öne Çıkıyoruz

 

İnsan ve her şey bir enerjiden ibaret. Olumsuz enerjilerin oluşturduğu döngüden bir an önce kurtulmak ve olumlu enerjilerimizle, çocuklarımız, gençlerimiz ve hepimiz için güzel bir gelecek hayal etmek zorundayız.

 

O halde, önce kendimizden başlayarak, çatışmadan uzak, sevgiyle, enerjimizi barıştan, esenlikten, güzellikten, sanattan yana bir adım atalım diyoruz. Çünkü bu evrende hepimiz birbirimize görünmez bağlarla bağlı bir enerji alanındayız.

 

Belki de bir yerde bir karınca öldürülünce, bir başka yerde büyük bir kasırga kopabiliyor.

 

Belki de bir yerde bir insanın gönlüne ateş düşünce bir başka yerde asırlardır uyuyan bir volkan ateş püskürebiliyor.

 

Belki’leri çoğaltabiliriz…

 

Ancak acıları azaltmak, insanın insanla, insanın zamanla, insanın dünyayla, insanın hayvanla, eşyayla arasındaki savaşı durdurmak adına bir adım öne çıkıyoruz.

 

“Sürdürülebilir Bir Dünya İçin, … Barış” Temasını Öne Çıkarıyoruz

 

“110 yıllık tarihinde büyük savaşlara tanıklık etmiş bir sanat kurumu olarak, bu savaşların acısını yaşamış, yüreğinde hissetmiş, perdesini daima açmak için üstün bir gayret göstermiş bir sanat kurumu olarak, 2024-2025 tiyatro sezonunda, oldukça geniş bir perspektiften bakarak ve yüzölçümü hayli geniş olabilen “yüreğimiz”den ve “kültür”ümüzden devşirdiğimiz, sınanmış bilgiden hareket ederek, “Sürdürülebilir Bir Dünya İçin, … Barış” temasını öne çıkarıyoruz.

 

Üç noktanın boş bıraktığı yerleri, başta bizler sonra seyircimiz ve sonra bütün bir insanlık, birlikte doldurabilir miyiz?

 

Dolduralım isteriz!..

 

Unutmayalım ki, savaşlar hep yıkım, acı ve göz yaşı getirmiştir!..

 

Unutmayalım ki, medeniyetler hep sevginin, aşkın ve barışın çocuklarıdır!..” dedi.

 

Kurumumuz, İstanbul’u Tiyatroyla Buluşturma Misyonunu Her Zaman Başarıyla Sürdürmüştür

 

İşsever’in ardından Şehir Tiyatroları Müdürü Oytun Askeroğlu söz aldı:

 

“Bugün çok özel bir gün. 110 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Şehir Tiyatrolarımızın gururla kutladığımız yıl dönümünde, hem geride bıraktığımız sezonu hem de gelecek vizyonumuzu paylaşmak üzere bir aradayız.

 

Kurumumuz, 1914 yılında “Darülbedayi-i Osmani” adıyla kurulmuş ve Cumhuriyetimizden bile eski olan bu yapı, İstanbul’u tiyatroyla buluşturma misyonunu her zaman başarıyla sürdürmüştür.

 

İstanbul Şehir Tiyatroları olarak her yıl yüzlerce oyun sahneliyor, 7’den 70’e İstanbulluya klasik eserlerden çağdaş metinlere kadar geniş bir repertuvar sunuyoruz. Bu doğrultuda, aklımızın bir köşesinde hep kuruluş amacımızı tutuyoruz: “Bir temel hak olarak Anayasanın güvence altına aldığı sanatın ve tiyatronun toplumsal görevine uygun olarak halkın kültürel üretiminin ve sanat bilincinin yükseltilmesine katkıda bulunmak.”